Nisa ile proje ödevi saati

 Bu yaz gittiğim yerlerden en beğendiğim birkaç yerden birisi Bodrum'du. Bodrum Ege Bölgesinde yer alan Muğla şehrinin denize kıyısı olan ilçelerinden biridir. Çok güzel ve doğal bir havaya sahip olan bu ilçemizi her sene birçok yerli ve yabancı turist ziyaret etmektedir. Çoğu kişi Bodrum'u bir veya iki katlı bembeyaz evlerinden, bu evlere doğru uzanmış pembe begonvil çiçeklerinden ve ikonik gün batımlarından tanır. Ama sadece bunlar değil. Bodrum'da gezebileceğiniz Turgutreis, Turgutreis pazarı, Bodrum limanı, Tavşan adası, Gümüşlük, Yalıkavak, Türkbükü, Marina, Macro center liman tarafı, Turgutreis Limanı gibi birçok seçeneğiniz var. Kısacası, eğer Muğla taraflarına yolunuz düşerse bence bir Bodrum'a da gitmelisiniz. 

Roman, idealist ve güzel bir genç kız olan Feride’nin hikayesini anlatır. Feride, anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiş, teyzesinin yanında büyümüştür. Cesur, neşeli ve yaramaz kişiliği nedeniyle ona "Çalıkuşu" lakabı takılmıştır. Feride, subay olan Kâmran’a aşık olur ve onunla nişanlanır. Ancak Kâmran’ın başka bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrenince nişanı bozar ve onunla evlenmekten vazgeçer. Büyük bir hayal kırıklığına uğrayan Feride, çevresindekilere veda etmeden evden kaçar ve Anadolu’da öğretmenlik yapmaya başlar. Anadolu’nun çeşitli köy ve kasabalarında idealist bir şekilde çalışan Feride, zorlu yaşam şartlarına rağmen yılmaz. Ancak gittiği yerlerde güzelliği ve bağımsız kişiliği nedeniyle çeşitli iftiralarla karşılaşır. Tüm bu zorluklar onun olgunlaşmasını sağlar. Romanın sonunda Feride ve Kâmran tekrar karşılaşır. Kâmran, pişmanlığını ve Feride’ye olan sevgisini açıklar. Feride, yaşadığı tüm acılara rağmen Kâmran’ı affeder ve onunla evlenmeyi kabul eder. Roman, Feri...

 -Ben o zamanlar ilkokuldaydım. Sanırım 2. sınıfa gidiyordum. Bir gün her zamanki gibi teneffüs lerde oynadığımız hırsız polis oyununu oynuyorduk. Oyunda polisler belirli bir sayıya kadar sayardı ve hırsızlar da kaçardı. Sonra ben hırsız takımındaydım.Bu yüzden kaçıyordum. Ama kaçarken önüme bakmıyordum.Ve çok hızlı da koştuğum için birini fark etsem bile duramazdım. Daha sonra ne olduğunu bile anlamadan bir çocuğa çarptım. Çocuğa ne olduğunu hala bilmiyorum. Ama ben yerde yaklaşık 4-5 metre dizlerimin üstünde sürüklendim. Üstümde okul eteği vardı. Eteğe bir şey olmamıştı ama dizlerim tamamen soyulmuş ve kanamıştı. Sonra sınıfa çıktım öğretmenim dizimi görünce revirde pansuman yaptı. O yüzden artık önüme bakarak yürüyorum ya da koşuyorum. 

 Edebiyat ders kitabı: syf 96; —Anton ve Okuma- yazma kampanyamız: Ben ve Anton öncelikle kasabada bulunan evleri tek tek gezerek okuma yazma oranını bulurduk ( hikayenin geçtiği seneleri dikkate alırsak oran düşük çıkacaktır.) Sonra ikimiz okuma yazma bilmeyenlere ders vererek hem okuyup yazmayı hem de toplum içinde nasıl davranacaklarını, nezaket kurallarını öğretirdik. Ayrıca okuma yazmayı öğrettikten sonra onların ne öğrendiğini test etmek için bir sınav hazırlardık ve sınavı geçenlere de erzak yardımı yapardık. Bu sayede herkes okuma yazmayı öğrenip sınavdan geçebilmeyi isteyecektir. Üstüne bir de nezaket kurallarını da öğrendikleri için daha kültürlü olucaklardı ve bu kuralları hayatlarına uygulayıp ortaya çıkan farkı gördükten sonra kendilerini daha çok geliştirmek isteyeceklerdi. Ama bu bahsettiklerim sadece okuma yazmayla olamayacağı için bir de kitap okuma sınavları düzenleyecektir. Belirli kitapları özellikle seçecektik.Bu kitaplar onları daha ileri taşıyacak ve bahsetti...

 Hikaye:  Emre ve Ateş diye iki sınıf arkadaşı, bir gün sınıflarıyla beraber kamp yapmaya giderler. Daha sonra öğretmenleri mangalın hazırlanmasına yardım ederken öğrencilerine kamp alanında dolaşabileceklerini söylerler. Bunun üzerine Emre ve Ateş de beraber ormanda yürümeye başlarlar. Sonra Emre yerde parlayan sarı bir taş olduğunu fark eder, ama tam o sırada Ateş,taşa yönelir ve onu eline alır.İkisi de bu taşın altın olduğunu düşünür. Sonra Emre taşı ilk onun gördüğünü Ateş de onun ilk eline aldığını söyleyerek tartışmaya başlarlar. Sonra kaybolduklarını fark ederler. Ama ormanda nasıl yön bulacaklarını bildiklerinden kampa geri dönerler. Sonra diğer arkadaşları ellerindeki taşı farkedip onların yanına giderler. Ama Emre ve Ateş taşın altın olduğunu düşünerek arkadaşlarının onlardan taşı almak isteyeceğini düşünerek arkadaşlarından taşı saklamaya çalışırlar. Arkadaşları onları her gördüğünde taşı sordukları için onlar da arkadaşlarıyla konuşmamaya başlarlar. Arkadaşları dur...

Summary of The boy, the mole, the horse and the fox: The Boy, The Mole, The Horse and The Fox is an animated film based on the bestselling illustrated book by Charlie Mackesy. The story follows four main characters: a boy, a mole, a horse, and a fox, who form an unlikely group of friends. Together, they embark on a journey of self-discovery, exploring themes of love, friendship, vulnerability, and hope. Through their conversations, the characters share deep, thought-provoking wisdom about life, with gentle messages of kindness, courage, and the importance of staying true to oneself. The film’s minimalist animation style enhances its heartfelt storytelling, which is both tender and universal. Personal Opinion: I found The Boy, The Mole, The Horse and The Fox to be a beautifully touching and introspective film. Its simplicity is its strength, as it conveys powerful life lessons without being overly complicated. The relationships between the characters feel authentic, and their conversati...